24 Temmuz 2014 Perşembe

DELİDUMAN - EMRAH SERBES

Kitap Kardeşliği ile bu ay Deliduman'ı okuduk.Emrah Serbes kitapseverler arasında dokunulmazlığı olan bir yazar. Vardır illaki ama “sevmiyorum” diyen bir yoruma henüz ben rastlamadım.
Gezi sürecinde aktif bir yaklaşım sergileyen Emrah Serbes “hürriyet için öksüren çocukları yazıyorum” diyerek bize gelecek olan romanın sinyallerini vermişti.Öncelikle yazarın üslübunu ve anlatımını bir tarafa bırakarak hikayenin Gezi’ye entegrasyonuna değinmek istiyorum.Aynı şeyi Ahmet Ümit’in Beyoğlu’nun En Güzel Abisi için de düşünmüştüm.Ben Gezi sürecinin bu kadar kısa sürede edebiyatlaştırılmasına karşıyım.Bana “bundan söz etmeliyim” sorumluluğundaymış gibi hissettirdiğinden herhalde kurguya katılmaya çalışılan eylem ayrıntılarını tam olmamış -eğreti buluyorum.Emrah Serbes’in zaten buna ihtiyacı yok ama süreci kullanan bir çok yazar için çabuk-tüket kültürünün bir pazarlama aracı haline geliyor.
Edebiyat illaki toplumsal olaylardan beslenecektir.Daha önceki politik-sosyal kırılım noktalarından nasıl etkilendiyse buralardan da etkilenecektir. Ancak kişisel olarak sürecin henüz sindirilmediğini ve erken olduğunu düşünüyorum.
Onun dışında sistemle sorunlu olan herkesin okumaktan keyif alacağı mikro ölçekte bir kıyı kasabasında Türkiye gerçeklerini görüyoruz. Kayırılma, bürokraside akrabalık ilişkileri, rant, betonlaşma, yıkılan sinemaların yerine açılan otopark gibi değişimin hep iyi bir şey olduğu algısının insanı kendi yaşanmışlıklarından nasıl kopardığını oradan başlayıp tüm ülkeye yayılan sistem sorunlarını bir ergenin serüveninde görüyoruz.

Bence Çağlar’la yazar çok güzel bir karakter yaratmış. Pek çok okuyucu gibi ben de onu Holden’a benzettim.Tarzı,bakışı,isyanı,aşkı,aileye sevgisi/öfkesi ve mizahı ile tam bir Emrah Serbes kahramanı .Henüz 9 yaşındaki bir çocuğun bile ünlü olma telaşı, güzellik algısının,toplumsal kabulün daha ufacık bir kız için bile kilo ile ölçülmeye başlanması, Markofoni’den ,Kipa’dan alışveriş ,şöhretli jürilerden oluşan yetenek yarışması o kadar popüler kültürün yaşam alışkanlıklarını veriyor ki kahramanı Gezi'nin orta yerine atmadan, o ayrıntıları vereceğim diye kurguyu buraya bağlamadan yaratsaydı demeden edemiyorum. Bu bir Gezi romanı mı değil ama onun etrafında gelişen ve sonuçlanan bir konusu var. Sosyal medya ünlüsü olmak, çok tıklanmak, çok beğeni almak,adının başına TC koymak çok bugünden bir hikaye ki bunu yakalamak zaten Emrah Serbes’e yakışırdı. 
Bu arada kitabın kapak tasarımı Emanet Şehir'den tanıdığımız Berat Pekmezci'ye ait.Bir de kitabı okurken Michael Jackson'a bir selam gönderip şöyle Moonwalk'ı bir kere daha izleyin derim.Ben çok özlemişimJ
Kendi adıma ise bir sonraki romanının polisiye olmasını diliyorum. 

4 yorum:

  1. Mirgün Cabas'a konuşmuş bu kitap için, genel olarak üslu değişik biri , hani utanmasak iki yanağını sıkıp aferin diyeceğimiz mahallemizin bıçkın delikanlısı.Okunacak ama nedense beklemek zorunda:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok içimizden biri o yüzden dokunulmazlığı var bence :) Eleştirmeye bile kıyamıyoruz.

      Sil
  2. hiç okumadım ama gezi parkı olayları evet ya gezi parkı bak bana o kadar yakın ki her gün geçiyom ordan gece keşler orda ya gece korkuyo insan ama gündüz çok güzel. emrah serbes ve murat menteş okucam halaaa :) okunur demişsin bakalım. gezi parkı yazıları da iyi prim yapıyo ya he. ferzan özpetek de son romanı istenbul kırmızısında gezi parkında bitirdi romanı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Murat Menteş'i ben de okumadım Deep. O da bekleyenler arasında:)

      Sil