29 Mayıs 2012 Salı

Sultan'ı Öldürmek


Okuduğum bilimsel tarih kitaplarından sonra polisiye örgüsü içinde tarihi de referans aldığını söyleyen yazarı sanırım biraz geç fark ettim ki arayı kapatmak için kitaplarını arka arkaya okumaya başladım. Seyahatlerde en rahat akan kitaplarım oldu hepsi. Ta ki Sultan’ı Öldürmek ’i okuyana kadar.
Hikayeyi kurgularken gereksiz bir tekrara girmiş yazar ve kitap uzadıkça uzamış. Aynı deneyimsel psikolojik kaygıların anlatıldığı sayfalar neredeyse aynı cümlelerden oluşuyor. Bu kitapla yazar biraz da  Dan Brown olmaya soyunmuş. Sorulmayanın , tabu  sayılanın , kutsal atfedilenin sorgulandığı , bazen ters yüz edildiğini görüyoruz ki bana konuyla ilgili ilave bir şeyler daha okumamı salık verdiğini söyleyebilirim. Kitap bir yandan Freud’a  özellikle Dostoyevski ‘nin Karamazov Kardeşler'ini referans alarak yazdığı makalesine atıfta bulunurken romanın örgüsünü de özellikle Patrisid (Baba Katilliği ) ile ilişkilendiriyor.  Burada kitapta konuyu ilginç kılan II.Mehmet’in ( Fatih olmadan önce) babası II.Murat’ı öldürmüş olabileceğinin tartışılması .
20 yıl önce kendisi gibi tarihçi olan sevgilisi tarafından terk edilen Müştak Serhazin bir gün eski sevgilisi tarafından yemeğe davet edilir. Eve gittiğinde kapıyı açık , sevgilisini de ölmüş bulur ve zaman zaman nükseden unutma hastalığı olduğu için de cinayeti kendi işleyip işlemediğini hatırlayamaz. Burada devreye Ahmet Ümit'in meşhur Başkomiseri Nevzat ve  yardımcıları Ali ile Zeynep devreye giriyor. Kitap bu cinayet araştırması ve tarihçilerin Fetih-Fatih tartışmaları etrafında ilerliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder